Öğrence, Senaryo Hastası, Bir Başkadır

 


 

Merhaba bu yazımda size faydalı birtakım çalışmalardan bahsedeceğim. Eminim pek çoğunuz biliyordur ama bilmeyenleriniz varsa diye hakkında yazmak istedim.

Eski yazılarımdan birinde (aslında pek çoğunda), bizim senaristlerimizin ve yapımcılarımızın yani kısacası sektör insanının bildiklerini, tecrübelerini kendine sakladığından bahsetmiştim hatırlarsanız. Niye paylaşmıyorlar, senarist olmak isteyip kursa gidemeyen insan ne yapsın? Ölsün mü? demiştim. Ya da bunun gibi bir şey. 😊  Neyse, özetle yaramıza merhem olabileceğini umduğum, senarist olmaya çalışan arkadaşlarım için çok önemli olduğunu düşündüğüm bir youtube sayfası ve bir program haberim var.

İlki Yılmaz Erdoğan’ın ‘Öğrence’ isimli, TRT’ye yapmış olduğu program. https://www.trtizle.com/programlar/yilmaz-erdogan-ile-ogrence

Her Cumartesi yeni bölümleriyle ekrana geliyor. Programın şu sıralar yayınlanmakta olan bölümlerinde senaristleri ilgilendiren bilgi ve tecrübelerini paylaşıyor Yılmaz Erdoğan. Hem yeni başlayanlar için hem de senaryo yazmaya devam edenler için anlattıklarının son derece kıymetli olduğu kanaatindeyim. Konumunuzdan, tecrübenizden bağımsız, her zaman yıllarını bu işin içinde geçirmiş insanlara kulak vermekten yanayım. Nerede olursa olsun, anlatılan şeyleri belki bir şekilde kitaplarda bulabilirsiniz ama her insanın tecrübeleri eşsizdir ve doğru yerde doğru insana kulak verirseniz daha hızlı mesafe kat edebilirsiniz diye düşünüyorum.

İkincisi ise yapımcı Gökhan Mutlay’ın sahibi olduğu youtube kanalı; Senaryo Hastası. https://www.youtube.com/channel/UCbz3AsDBws1zJ5tMAF_uMxw/videos

Ziyadesiyle faydalı paylaşımların yapıldığı bu kanalda da, tıpkı Öğrence’de olduğu gibi sektörün içinden, senaryonun öneminin farkında olan bir yapımcının pek çok sorunuza cevap olacağını düşündüğüm videoları mevcut. Senaryo okumaktan büyük keyif aldığını dile getiren Mutlay, hem senaryo yapısı ve hikaye anlatımında kullanabileceğiniz tekniklerden bahsediyor hem de sektörde edindiği tecrübelerini paylaşıyor.

Bu tarz paylaşımların artarak çoğalmasını umuyoruz 😊

Biliyorsunuz bir süre önce Netflix’te yayınlanan, Bir Başkadır isimli yapım çok konuşuldu. Bayıldık harikaydı diyenlerle beraber, senarist/yönetmen Berkun Oya’nın bazı meselelere bakış açısı bir grup insanın alınmasına sebep oldu falan. Ama genel olarak diziye tepkiler olumluydu.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben, Berkun Oya’nın sanatsal tarafı ağır basan, biraz yavaş bir ritme sahip olan, ince göndermelerin olduğu, çok derin gözlemler sonucu yazıldığı belli olan hikayesini sevdim.

Hem hakkında yeterince yorum yapıldığı için, hem de aranızda henüz izlemeyen varsa keyfiniz kaçmasın diye uzun uzun dizinin detaylarını yazmak istemiyorum. Onun yerine özellikle seyirci yorumlarında beni rahatsız eden bir duruma değineceğim müsaadenizle.

Şimdi anlaşılması gereken çok önemli bir şey, daha doğrusu milletçe düzeltmemiz gereken bir huyumuz var; bir insanı ve yaptıklarını seviyor olmanız, o insanın her söylediğini ve her yaptığını onayladığınız anlamına gelmez. Bu; tartışılan konudan, mekandan, kişiden bağımsız herkes için böyledir. Misal en yakın arkadaşınızla her konuda anlaşıyorsunuzdur ama x konusunda taban tabana zıt olabilirsiniz. Üstelik bu x çok önemli bir konu da olabilir, fark etmez. Bu durumdan rahatsız oluyorsanız yapacağınız ilk şey o insanla arkadaşlığınızı bitirmek değildir, değil mi? Bu tarz keskin hareketlerde bulunmak yerine, ya o konuda konuşmazsınız ya da birbirinizi dinleyip saygı duyarsınız. Tekrar söylüyorum birinin söylediklerine, görüşlerine saygı duymak onu her anlamda onayladığınız anlamına gelmez!

Buradan yola çıkarak, her sanatçının eserlerini ortaya koyarken ne kadar farklı noktadan bakarsa baksın, son tahlilde değerlendirmesini kendi düşünceleri/tecrübeleri/değer yargıları doğrultusunda yapacağı için, ortaya koyacağının bir yorum olduğunun farkına varıp, aslında subjektif olduğu gerçeğini her zaman aklınızda bulundurmalısınız.

Genelde bir filmi/diziyi izlerken ‘ben yazıyor olsaydım aynen bunları yazardım’ demezsiniz. Daha ziyade ‘genel olarak beğendim, şu noktalara katılıyorum ama ben olsaydım burada bunu demezdim ya da onun yerine şu noktaya parmak basardım’ dersiniz ki, bu gayet normaldir. Ne de olsa dünyadaki insan sayısı kadar bakış açısı var. Bu sebeple meselelere farklı pencerelerden bakmanız da çok doğal. Nitekim her sanatçıyı özel kılan da tam olarak budur aslına bakarsanız, yani olaylara/durumlara/kişilere kendi düşünce sistemi doğrultusunda özgün bir yorum getirebilmesi. Özetle hikayede anlatılan her şeyde Berkun Oya ile aynı düşünmüyor olabilirsiniz ama bu sizi hikayeyi objektif bir biçimde değerlendirmekten alıkoymamalıdır.

Bu noktada genel değerlendirmesi itibariyle esere hakkını teslim etmek gerekirse; Oya memleket meselelerine, olabildiğince geniş bir sosyal çerçevede yorum getirmeye çalışmış ve başarılı da bir iş ortaya koymuş. İnternette sinemacısından felsefecisine diziyle ilgili yapılan pek çok faydalı yorum var. İzlemenizi tavsiye ederim. Diyeceklerim bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşürüz.😊


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çatışma Nedir? Hikâyede Çatışma Nasıl Kurulur?

Logline Nasıl Yazılır?

Senaryo Yarışmaları