Senaryo, Logline, Sinopsis, Tretman, Sahne Listesi, Index Kart Nedir? Nerelerde Kullanılır?



Senaryo; oyunculuk talimatlarını ve sahnedeki aksiyonları içeren teknik metin.

Logline; bir filmin tek cümle ile özetlenmiş açıklamasıdır. (2 cümle de olabilir ancak makbul olanı içermesi gereken tüm öğeleri barındıran tek cümle olanıdır.)

Sinopsis; 1-2 sayfa olacak şekilde, hikayenin ana hatlarının belirtildiği özeti.

Tretman; 4-7 sayfa olacak şekilde yazılan, hikayenin detaylarının belirtildiği geniş özeti.

Sahne listesi; hikayenin senaryoda yer alacak her bir sahnenin tek tek yazıldığı listedir.

Index Kart; senaristlerin hikayenin her bir sahnesini; genelde sahnenin geçtiği mekanı, sahnede olacak olan karakterleri, neler olacağını ve bazen diyalogun bir kısmı veya tamamını yazmak suretiyle hazırladığı, farklı boyutlarda olabilen kartlardır.

Genel olarak bu kavramların tanımları bu şekilde. Bunların her birinin nasıl yazıldığını zamanla açıklayacağım. Bu yazıda kullanılış amaçlarından ve nerede kullanıldıklarından bahsetmek istiyorum.

Logline, tek cümlelik bir özet olmasına rağmen çok önemlidir kıymetlimis. Genelde henüz başka hiçbir şey yapmamış olsanız bile yazmaya başlamadan önce hikayenizin Logline’ı mutlaka yazılmış olmalıdır. Senaryo yazılırken de, sonrasında düzenleme yaparken de sık sık kullanılır. İhtiyaç duyduğunuzda, detaylarda kaybolduğunuzda size aslında ne anlatmaya çalışıyor olduğunuzu hatırlatır.

Senaryoyu yazmaya başlamadan önce yazıyor olmamıza rağmen, tüm yapacaklarımız bittiğinde yeniden kontrol edilip, gerekiyorsa geliştirilmelidir/düzenlenmelidir.

Logline, biri size hikayeni bana özetler misin? Hikayen kim/ne hakkında kısaca bahseder misin? dediğinde alacağı cevaptır. Eğer yapımcı kişisi hikayenizle ilgilenirse detay vermeye devam edebilirsiniz. Ama ilk olarak sorulan bu soruların karşılığı hikayenizin Logline’ıdır. Dolayısıyla yalnızca senaryo yazım aşamasında değil, sonraki aşamalarda, senaryonuzu pazarladığınız sırada da kullandığımız bir öğedir.

Sinopsis ve tretman; değişen sayfa sayısına göre hikayenizin 3 perdesini özetlemeniz gereken metinlerdir. Tıpkı senaryoda olduğu gibi sinopsis ve tretman yazılırken de geniş zaman kullanılır.

Her ikisinin yazılışının detaylarını sonra açıklayacağım yalnız burada değinmek istediğim bir şey var. Sanki her ikisinin de mutlaka senaryo yazmaya başlamadan önce yazmış olmanız gerekiyormuş gibi anlatılıyor olması. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Ne zaman yazacağınız, hatta yazıp yazmayacağınız size, çalışma şeklinize ve çalıştığınız insanların talebine bağlı.

Size ve çalışma şeklinize bağlı – eğer sahne listesi ya da index kart kullanıyorsanız ve bunlarla hikayeye hakimiyetiniz de bir sorun yoksa sinopsis ya da tretmanı başta yazmak zorunda değilsiniz. Sonradan yazıp yazmayacağınız da dediğim gibi çalıştığınız insanlara bağlı. Eğer daha önce iş yapmış bir senaristseniz birlikte çalıştığınız insanlar sizden hikayenizi sözlü olarak özetlemenizi istedikten sonra senaryonuzu talep edebilirler.

Ancak yeni bir senaristseniz bu durumda ister senaryonun hazırlık aşamasında yazmış olun ister bitirdikten sonra yapım şirketlerine göndermek için, yazmış olmanız gerekiyor. Çünkü bu insanlar hikayeyi sizden dinlemek yerine, belli kurallara göre yazılmış bir metni okumayı tercih edebiliyorlar.

Özetle Logline, Sinopsis ve Tretman senaristlere hikayenin yazılması aşamasında yardımcı olarak görev yaparken, sonrasında senaryonun pazarlanmasında da kullanılıyorlar.

Ben sahne listesiyle çalışmayı tercih ediyorum. Sinopsis ya da tretmana ilk başta ihtiyaç duymuyorum. Ama henüz yeni bir senarist olduğumdan, hikayemin tanıtımı aşamasında kullanmak amacıyla, senaryom tamamen (düzenlemeler de dahil) bittikten sonra her ikisini de yazıyorum.

Sahne listesi dediğiniz şeyin standart bir yapısı yok. Bunu kimseye gösterdiğimiz yok, kendimiz için yazıyoruz. O yüzden kendinizi nasıl rahat hissediyorsanız, nasıl olması işinizi kolaylaştıracaksa öyle yazın.

Ben genelde 120 sayfalık bir senaryo için – ne kadar detay yazdığıma göre değişmekle birlikte – aşağı yukarı 20-25 sayfalık bir sahne listesi hazırlıyorum (duruma göre daha fazla olabiliyor sayfa sayısı). Bazen yazdığım sahneler sadece karakterleri ve o sahnede olacak aksiyonları içermesine rağmen, bazen atlamak istemediğim diyalog falan varsa onları da hangi sahnede kullanacaksam o sahneye yazıyorum.

Index kartlarda aslında sahne listesi gibi, tek farkı sahnelerin liste şeklinde yazılması yerine A6, A7… gibi değişen boyutlardaki kağıtlara yazılması. Her bir kâğıda bir sahneyi yazıyorsunuz. ‘Ben küçük yazarım, bir kâğıda üç sahne sığdırırım!’ deyip işi inada bindirenler çıkabilir. Ne gerek var bu kadar havalı görünen bir şeyin havasını söndürmeye değil mi cancağızım! Dosdoğru kullan işte. Index kartlarda yine sadece sizin görüp, kullandığınız bir yardımcı o yüzden nasıl kolayınıza geliyorsa öyle yazın.

Burada bir durum önemli eğer yalnız çalışıyorsanız bu dediklerimi yazarken nasıl rahat hissedecekseniz öyle yazabilirsiniz ama bir arkadaşınızla ya da bir grupla birlikte yazıyorsanız, herkesin kullanabileceği şekilde hazırlamanız gerekebilir.

Senaryo, uzun/kısa metraj film, dizi, reklam filmi…gibi çekimlerde kullanılır.

DİKKAT! Şöyle tipler çıkabilir;

Tip: Ben senarist olmak istiyorum ama senaryo yazarken çok sıkılıyorum! Diğerlerini yazsam, bunu yazmasam olmaz mıı? Onların isimleri daha havalı hem!

Senarist: Şimdi bunu yazmasan olur muuu? Olmaz! O yüzden sen bu işe uygun musun diye tekrar bir düşünsen mi acaba? Belki başka bir sanat dalıyla ilgilenmek isteyebilirsin. Bir enstrüman falan çalmaya çalışsan mesela.

Tip: Yok ben senarist olmak istiyorum. Ondan eminim, onda bir sıkıntı yok. Sadece senaryoyu yazarken çok sıkılıyorum işte! Sıkılmasam. Geçen sene gitar çalacaktım mesela, o da iyiydi aslında. Ama böyle sırtında falan taşımak zorunda kalıyorsun ya, onun da o yönü kötü işte. Bir yere sabitlenebilseydi daha uzun süre çalardım aslında!

Senarist: Ne kadar süre çaldın gitarı?

Tip: Çalamadım işte onu diyorum, hoca her gün derse gelirken yanında getireceksin dedi. Sıkılıyorum ben böyle beni kısıtlayan şeyler olunca. Sıkılınca da tam yaratıcı tarafımı eserlerime yansıtacakken bi tıkanıklık geliyor! Yoksa sanatçı olarak doğdum ben ondan eminim!

Senarist: Hmmm. Oldu o zaman ben şu yazıyı bir bitireyim, seninle de bir daha görüşmeyiz inşallah.

NOT: Böyle bir tiple karşılaşırsanız arkanızı dönüp, koşarak hızla oradan uzaklaşın!

Dikkatinizi çektiyse sürekli yazarken kendinizi nasıl rahat, daha iyi hissedeceğinizden bahsedip durdum. Birtakım kurallara uymaya çalışırken en büyük zevkiniz yazmayı kendinize işkence haline getirmeyin. Her yazarın yazma şekli farklıdır. Ben mesela detaylı olarak her şeyi planlamış olmayı seviyorum. Böylesi bana daha çok keyif veriyor, işimi kolaylaştırıyor. Ama bazı senaristler hiçbir hazırlık yapmadan, bilgisayarını açıp başlıyorlar yazmaya. Yorulunca bırakıp, dinlenince geri dönüyor, kaldıkları yerden devam ediyorlar. Hangi teknikle, ne şekilde yazıyor olursanız olun önemli olan, günün sonunda hikayenizi en güzel bir şekilde anlatabilmiş olmak.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çatışma Nedir? Hikâyede Çatışma Nasıl Kurulur?

Logline Nasıl Yazılır?

Senaryo Yarışmaları