SENARYODA ALT-METİN NEDİR? NASIL YAZILIR?

 


Bugünkü yazımda, önemli bir teknik konu olması itibariyle, kendi yorumlarımdan ziyade farklı kişilerin görüşlerine yer vereceğim ki böylesinin sizin için daha faydalı olacağı kanısındayım.

Metin ve Alt-metin nedir? (Linda Seger)

Büyük drama eserlerinde bir sözler vardır bir de sözlerin altında yatan gerçekler. Metin ve alt-metin. Metin; anladığımız sözler ve hareketlerdir. Bazen bunlar başka anlama gelir, bazen de aynı anlam taşırlar. Alt-metin; sözler ve hareketlerle kamufle edilmiş gerçeklerdir.

Eğer birine ‘bu elbisenin içinde şişman görünüyor muyum?’ diye sorasanız, ‘iyi!’ cevabını verdiklerinde, tonlamasından iyi olup olmadığını anlarsınız.

Bazen insanlar gerçeği bilmezler, bazen de yaşadıkları birtakım olayların kendilerinde bıraktığı etkiyi fark etmeden bazı şeyler söylerler. Ne zaman ‘neler olduğu konusunda pek bir fikrim yok!’ dediğinizde muhtemelen alt-metin ile karşı karşıyasınız demektir.

Senaryoda alt-metni nasıl yazarsınız?

İlk olarak; yazarken kelimelerinizi dikkatli seçmelisiniz. Ordinary People. Alt-metin konusunda çok başarılı bir filmdir. Filmdeki insanların hayatındaki her şey mahvolmuş durumdadır. Buna rağmen ne zaman ‘Nasıl gidiyor?’ denilse ‘Harika!’ cevabının alındığını, harika kelimesinin tekrar tekrar kullanıldığını görürsünüz. Gerçekte olan ise hiç de harika değildir. Yazar bu kelimeyi özellikle kullanmaktadır.

İyi bir yazar kelimeleri seçerken dikkatli olduğu gibi tekrar tekrar düzenleme yapar. Çünkü direkt olmak istemezsiniz (hikâyeyi anlatırken alt-metni düzgün oturtabilmek için).

Birisiyle randevuya gittiğinizde barda oturup sohbete direkt ‘Ah ne kadar da tatlısın!’ diyerek başlamazsınız. ‘Bu harika bir şarap!’ deyip sohbeti ilerlettiğinizde bu ‘Harika görünüyorsun, seninle ilgileniyorum’ demektir.

Çok sevdiğim örneklerden biri de; Sideways filmindeki karakter şaraptan bahsederken aslında kendisinden bahsetmektedir.

Bir başka favori hikayem olan Shadow of Doubt ve As Good As It Gets (bu benim de favorim😊), alt-metnin güzel örneklerinin olduğu hikayelerdir.

Çoğu yazar önce metni yazarak önemli bilgiyi verdikten sonra detaylar üzerinde çalışır. Bir keresinde bir sitcom yazarına kaç kez düzenleme yaptığını sorduğumda, ‘bu sabah sadece tek bir sahne üzerinde 21 kez düzenleme yaptım’ cevabını aldım.

Not: Linda burada ‘Senaryoda Alt-metin Yazmak’ isimli kitabının birinci baskısının daha ziyade senaristler için geliştirilmiş olduğundan, diğer baskısının ise roman yazarları ve kısa hikaye yazarları için iyi olacağından bahsediyor. Türkçeye çevrilmiş olan versiyonu birinci baskı. Kitap bende de mevcut. Oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. Örneklerle ve açıklamalarla konuyu kafanızda soru işareti kalmadan anlamanızı sağlıyor. Almayı düşünenler varsa tavsiye ederim😊

Kitaptan alıntı: Alt-metin diyalogların, hareketlerin, davranışların ve görüntülerin altında yatıyor olabilir. Alt-metin sadece sözlerin altındaki anlamlar değildir; aynı zamanda, diyaloglara ve görüntülere kattığımız çağrışımdır.

Alıntı hariç yazının bu kısmı aşağıdaki röportajdan çevrilmiştir.

https://www.youtube.com/watch?v=jMrmc6deMpY

Yazarların Metin (Text), Alt-metin (Subtext) ve Bağlam (Context) Hakkında Bilmesi Gerekenler, Adam Skelter

Her hikâyede esas olan karakterin bir şey istemesi ve istediğini elde etmek için çatışma yaşamasıdır. Ve bunların sonunda istediğini alabilir ya da alamayabilir.

Karakterler bir şey istediği zaman arzuları, tutkuları ortaya çıkar. İşte bu arzular alt-metin aracılığıyla ifade edilir. Bu noktada karakterlerin ortaya koydukları davranışlardan ne istediklerini tahmin ederiz. Alt-metin arzunun ifadesidir. Bağlam ise basitçe yüzleşmek zorunda kaldığınız durumdur. Bağlam hikayedir.

Bu üçünü bir metaforla açıklamak gerekirse; Bağlamı tıpkı her şeyi servis ettiğiniz tabak gibi kabul edebiliriz. Tabak bağlam, içindeki tatlı alt-metin, tatlının en üstünde gördüğümüz tabaka ise metin gibidir.

Çoğu zaman bizim gördüğümüz karakterin söyledikleridir ama aslında bu sözler sıklıkla karakterin aslında ne istediğini gizlemek için kullanılmış unsurlardır. Diyalog ile bizim (seyircinin) yaptığımız karakterin inanılırlığına bakmak.

En ilginç karakterler onları harekete geçiren şeyin ne olduğundan habersiz olanlardır.

Metne farklı alt-metinler ekleyerek farklı anlamlara gelmesini sağlayabilirsiniz.

Bazen yazarlar diyalog yazarken bütün odak noktasını metin olarak seçerler, aslında olması gereken alt-metin ve bağlam odak noktası olarak işlenmesidir. Çünkü alt-metin amaçtır. Bağlam da uğraşmak zorunda kaldığımız durumdur.

Videonun tamamı aşağıdadır. Dileyen arkadaşım açıklamayı daha detaylı bir şekilde izleyebilir.

https://www.youtube.com/watch?v=eJE2Tv2G7Qs

Bir Senaryodaki Alt Metin Diyalog Artı Eylemdir, William C. Martell

Hiç kimse aslında ne istediğini direkt olarak söylemez. Bu alt-metni oluşturur. Alt-metin basitçe; ‘diyalog+eylem’dir diyebiliriz. Asla sadece diyalog değildir.

Diyelim ki sinemadayım ve bir koltuğa oturacakken oradaki insanlara ‘oturabilir miyim?’ diyorum. Eğer kollarında büyük dövmeleri olan bir adam ise bunu soran durum farklı olur, karşı cinsten etkileyici biri ise başka olur. Diyalog aynı olsa bile ortada iki farklı durum olacağından, iki farklı anlam ortaya çıkar.

Burada yapmaya çalıştığımız şey; öncelikle hikâyeyi taşıyan diyalog değildir. Diyalog sadece görsel ve sözlü olarak filmin bir parçasıdır. İyi yazılmış bir diyalogda, karakter öylece gelip ne istediğini açıkça söylemez.

Mesela birisiyle ilk kez randevuya çıkıyorsunuz, hemen gidip ‘söyle bakalım daha önce evlendin mi?, Hiç boşandın mı?’ demezsiniz. İstediğinizi almak için daha doğal davranmaya, daha doğal şeyler söylemeye gayret edersiniz. Ve aslında konuştuğunuzdan çok farklı bir şey düşünüyor olabilirsiniz. Bununla beraber bu durumda karakterin ne istediğini seyirci bilebilir ya da bilmeyebilir.

Böyle bir durumda karakter bir şey bildiği için bir konuda karşısındakini sınıyor olabilir ya da bilmediği bir konuda bilgi edinmeye çalışıyor olabilir. Elde etmek istediği bilgiyi alabilmek için direkt söylemek/sormak yerine, dolaylı bir yolu tercih eder.

https://www.youtube.com/watch?v=Mf5n9SuRebM

...

Konuşmalar dağınık görünebilir ama basitçe ne söylemek istediklerinin anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum.

Bildiğiniz gibi Linda Seger en önemli senaryo/hikâye danışmanlarından. Ve özellikle alt-metin konusunda sıklıkla görüşlerine başvurulan birisi. Her üçünün görüşünde de ufak tefek farklılıklar olsa da, aslında benzer şeylerden bahsediyorlar. Hem bu kişilerin düşüncelerinden hem de bu konuda incelediğim onlarca farklı görüşten çıkardığım sonuç; alt-metin hikaye anlatırken asla boşverilmemesi gereken çok önemli bir konu. Hikâyeyi zengin bir içerikle anlatabilmek için mutlak surette alt-metni etkileyici bir şekilde oturtmanız gerekiyor. Bunu yapabilmenin de aslında en basit yolu günlük hayatta insanların bunu nasıl yaptıklarını gözlemlemek.

Ben önceleri sadece kadınların istediklerini sürekli söylemek yerine bir şekilde jest ve mimikleriyle, davranışlarıyla, tonlamalarıyla… bunu ima ettiklerini düşünürdüm. Çünkü sürekli vurgulanan budur değil mi? Erkekler çok düz mantıktır ama kadınlar asla istediklerini direkt söylemez. Ama yeterince dikkatli baktığınızda, zamanla fark ediyorsunuz ki kadın-erkek, çocuk-yaşlı… herkes bunu yapıyor. Bazıları çok ustaca, bazıları karşısındakini kırmadan, bazısı da sinir uçlarınızı harekete geçirip kafanızdan duman çıkartacak kadar sınırlarınızı zorlayarak yapıyor.

Özetle alt-metni yazabilmek için ilk yapmanız gereken şey, alt-metnin günlük konuşmalarımızda nasıl yer aldığını çokça gözlemlemek. Hatta isterseniz hoşunuza giden versiyonlarını bir deftere not edebilirsiniz. Ne de olsa ‘Hafıza nankördür, yazmak esastır’ değil mi? Bütün bu örnekler size bu işin en doğal yoldan nasıl yapılabileceğini öğretecektir.

Tabi şunu da unutmamak lazım bu dünyada sayıları az olmakla birlikte istediklerini ve düşündüklerini olduğu gibi ifade eden insanlar da var. Karakterleriniz böyle biriyse sorun yok. Ama değilse dediğim gibi alt-metin üzerinde dikkatlice çalışmalısınız.

Ben sadece uzman görüşünü yazıp, susacaktım sanki? 😊 Haydi itiraf edelim böyle bir şeyin olmayacağını siz de benim kadar iyi biliyordunuz değil mi?

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çatışma Nedir? Hikâyede Çatışma Nasıl Kurulur?

Logline Nasıl Yazılır?

Senaryo Yarışmaları